Her gün af ile ilgili haberler çıkıyor. Çoğu haberde gerçeği yansıtmıyor. Birçok tarih takvim veriliyor. Af şu tarihte çıkacak. Af genel mi özel mi olacak? Af neleri kapsıyor gibi başlıklarla tezviratlar yapılıyor. Hatta köprü geçiş ücretleri borcu olan vatandaşların borçları af ediliyor haberi dahi sanki suçluların veya cezaevlerinde bulunan mahkumların af edildiği şeklinde sunuluyor. Aslında şu dakikadan sonra bu hükümetin af başlığı altında bir çalışma yapmayacağı önceden yaptığı açıklamalarla anlaşılıyor. Yani binlerce kişinin beklediği "rahşan affı" adıyla müsemma genel af pek mümkün görünmüyor.

Denetimli Serbestliğin kurulduğu tarihten bu zamana bakıldığında sistem üzerinde önemli değişiklikler olduğunu görüyoruz. Gün geçtikçe gelişiyor ve ilerliyor. Denetimli Serbestlik Yasasındaki tüm değişiklikler toplum nezdinde kabul görmesini artırıyor. Eskiden kişi cezaevinde yatmadığı zaman beraat etmiş sayılıyordu. Şimdi mahkumların karakola muntamazan başvurduğunu gördüklerinde, evinden çıkamadığı anlaşıldığında, bir devlet dairesinde temizlik yaparken görüldüğünde mağdur tarafın içindeki öfkenin dindiğini ve devlete daha çok güvendiğini anlamaktayız.

Denetimli Serbestlik 2005 yılında kurulduktan sonra önemli milat denilecek değişiklikler oldu. 2008 yılında yönetmelik değişikliği 2012 deki yine bir kanun ve yönetmelik değişikliği ve 2016 daki kanun değişikliği. Özellikle denetimli serbestliği ivme kazandıran değişiklik 2012'deki İnfaz Kanunundaki 105/4 maddesinin 105/A maddesi haline gelmesi ki bu çok önemlidir. Artık birçok kamu kurumu denetimli serbestliğe muhtaç haline gelmiştir. Personel sıkıntısı olan kamu kurumları denetimli serbestlik önünde sıralara girmişlerdir. Çünkü avukattan öğretmene; çiftçiden esnafa her meslek kurumundan insan denetimli serbestliğin hükümlüsü haline gelebilmeye başladı. Bu da kamu kurumlarının personel maliyetini önemli ölçüde düşmesine yaradı. 2016 daki 671 sayılı KHK ile yapılan değişiklikle de denetimli serbestliğin gelişmesinin sınırsız bir hal alabileceğini bize gösterdi. Çünkü denetiml süreleri arttı. Yaptırımlar daha şedid hal aldı. Elektronik izleme sistemi 2013'de kurulsa dahi 2016'dan sonra hükümlülerin takibinde özellikle terör suçlarının takibinde başrol oynadı. Hain ve menfur darbe girişiminden sonra her kuruma önemli ödevler verilmiştir. Denetimli serbestlik kurumları da bu süreçte çok ciddi sorumluluklar üstlenerek ve bunu başarıyla yürüterek kamuoyuna güven tazelemiştir.

Bu Karar Herkes İçin Önemlidir

Gelelim 2020'de denetimli serbestlik sisteminde neler olacak kısmına. Burada tarot, fal, horoskop veya medyumlardan faydalanarak yazmıyoruz. Hükümetin açıklamaları, kamuoyunun beklentisi, bürokratların çalışmaları gibi saiklerle infaz kanununda veya sair kanunlarda önemli değişikliklerin ön görüldüğü sene olacaktır. MHP'nin 2020 yerel seçimleri beyannamesinde de bulunacak olana af yasası günden güne gündemimizde daha sık duyulmaya başlandı. Adalet Bakanı Cumhurbaşkanının talimatları doğrultusunda adım atacaklarını ima ederek "Cumhurbaşkanımızın açıklamaları gayet, net" demiştir. Cumhurbaşkanımız da bu hususta "toplumun duyarlılığına dikkat edecekleri, kamuoyunu rencide edici kararlar almayacaklarını" her pilatformda ifade etmiştir. Yine af ile ilgili eski açıklamalarında Cumhurbaşkanımız "af yetkisinin devletin elinde değil mağdur tarafın elinde olduğunu, yapılacak çalışmalarında mağduru üzmemesi gerektiği" anlamına gelen cümleler kullanmıştır. Yani af ile ilgili şuan yoğun bir anket çalışması olduğu fikrini bizlerde uyandırıyor. Toplulumuz af ile ilgili neler düşünüyor. Eski afların bizlere getirdiği ve götürdükleri. Gerçekten affa ihtiyaç var mı? Af yapılacaksa nasıl disiplinleri içinde barındırmalı? gibi istifhamlar hem toplum için önemli hem de bu kararı verecek siyasilerin geleceğini nasıl etkileyeceği yönünde önemlidir.

Sonuç ne olursa olsun. Yani ister özel af ister genel af ile ilgili yasa değişikliği olsun mutlaka denetimli serbestlik müessesine başvurulacaktır. Yine Adalet Bakanı af ile ilgili "denetimli serbestlik ya da diğer hususlarla ilgili nasıl bir infaz önerileri olur, bu konuda çalışıyoruz" diyerek konunun askıda olmadığı üzerinde mesai harcandığını ifda etmiştir. Görüldüğü kadarıyla en geç dört senede bir denetimli serbestlik sisteminde değişiklik olduğuna göre sanırım dört senenin dolması beklenmeden önemli bir sistem değişikliğinin kapımızın önünde olduğunu anlayabiliyoruz.

Sonuçta bu siyasetin vereceği bir karardır. 2020'de denetimli serbestliği neler bekliyor? başlığı altında yazdığımız yazının nihayetinde: 2020 yılı denetimli serbestlik yasasındaki değişiklik ile infaz sistemini daha da modernleştirerek karşımıza çıkmasıdır.